Pages

Pages

30 Mart 2013 Cumartesi

KEREM ATBAŞ Yazdı ORTADOĞU DENKLEMİNDE BARIŞ MESAJI




ORTADOĞU DENKLEMİNDE BARIŞ MESAJI
Amerikan başkanı Barack obama, İsrail’i özür dilemeye yönelik ikna ediyor, ürdün kralı Abdullah ile ortak basın açıklaması düzenliyor, Amerika dış işler başkanı John keery Bağdat’ta Irak başkanı Maliki’nin hiç de hoşuna gitmeyen demeçler veriyor, Lübnan başkanı Mikati istifa ediyor. Tüm bu gelişmeler kendiliğinden oluşan sıradan
durumlar değildir. 
Gündemi takip eden her insan, sıradan olmayan ve bir birini izleyen olaylar yumağının basit olmadığını bilir, ve Okların suriyeye doğru çevrilmiş olduğunu anlar.
Yapılan taktik hamleler bütünün parçalarıdır. parçaları yan yana koyun suriye ve Esed’in resmini oluşturduğunu görürsünüz. 
Suriyedeki isyan uzadıkça, esed’e olan dış destek giderek zayıflıyor, zayıflayan esed rejimi çökmeye mahkumdur.
Esed’in kaybetmesi demek, ortadoğudaki güç dengelerinin, iltifakların bozulması demektir. En basitinden stratejik Müttefiğini kaybeden İran olacak, İran başka itifaklar arayışına girecektir. 
Bütün bu olan bitenlerin, gelişmelerin kendine has iç dinamikleri vardır. Yeni bir ortadoğu için yeni politikalar, yeni stratejik ve politik iltifaklar gelişecektir. Ortadoğu denklemi bu gelişmelere açık ve olacaklara gebedir.
ABD’nin 1991 den bu yana ortadoğuda uygulamaya çalıştığı yeni dünya düzenini, bir türlü rayına oturtulamaması ABD için büyük bir çıkmaz olduğu gün gibi ortadadır. 
Dolayısıyla,ABD’nin ortadoğuda kendisinin önünde engel olarak gördüğü güç odaklarınI, yanlızlaştırarak tek tek düşürmesinin altında yatan neden ortadoğuya kendi emperyal politikaları doğrultusunda çeki düzen vermeye çaba harcamasıdır. 
Bu bağlamda; stratejik itifakları çok eskilere dayanan türkiye ve israil ilişkilerinin, yeniden gözden geçirilip en ufak bir pürüzün kalmadığının mesajını netenyahu’nun, Türkiyeden özür dilemesi ile verilmiştir. Özürün bu döneme denk getirilmesi bir tesadüf değildir taktik, politik ve çok yönlü bir hamledir.Ortadoğu’da taşların yeri değişeceği bir süreçte,Türkiye bunun dışında kalacağı düşünülemez elbet.
Ortadoğu ve mezopotamya’nın en kadim halklarından biri olan kürtler, elde ettikleri kazanımlar ile yücelttikleri mücadeleleri neticesinde 21 mart Newroz günü Diyarbakır’da, Öcalanın imralıdan gönderdiği barış mektubu okunduğunda barışın yankısı tüm dünyaya yayılması basite alınacak bir durum değildir, tarihi bir hamledir. 
Okunan barış mektubu ortadoğu üzerinde oynanan oyunları ile alavere dalavere kürt mehmet nöbete oyununu bir biçimde deşifre etmiştir.
Ortadoğu coğrafyası üzerinde beraber yaşayan halkların başına çorap ören, yerel ve küresel sömürgeci güçlerin bundan gayrı, dikatte alacakları bir Kürt dinamiğinin varlığının inkar edilemez boyuta ulaşmasıdır.
kürtlerin içerisinde olmadığı bir çözümün başarıya ulaşma şansı çok azdır.
Kürtleri yok sayarak barış ve huzuru sağlıyamazlar,sorunları çözemezler. Halklar arasında kalıcı çözümler isteniliyorsa onurlu bir barışla mümkün olur. 
Tezgahlanan bu seneryoları boşa çıkaran barış hamlesine olumsuz yaklaşanlar, burun kıvıranlar, ” buda mı olacaktı” diyenler, “böyle barış olmaz olsun” diyenler. kafası karışık olanlar vb. durumunda olanlar bilmelidirler ki;
Kürtler; kendi öz iradeleri ile almış oldukları barış kararına saygı gösterilmelidir, iradeleri dikkate alınmalıdır.
Otuz yıldan fazla bir süreç zarfında bu savaşı yürütenlerin kafaları karışmıyorda, sizlerin kafaları neden karışıyor. 
“bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri kalmışlığa, her türlü baskı ve ezilmeye karşı olmuştur. 
Bugün artık yeni bir Türkiye’ye, yeni bir ortadoğuya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz. bu bir son değil yeni bir başlangıçtır. bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmaktır.”
Mesaj bu kadar açık ve nettir.
Anlaşılmayan nedir;
Hedefe yönlendirilen ok yaydan çıktı, ok hedefine doğru hızla ilerlemektedir. Yaşanan bunca acı ve gözyaşından sonra, Tarihte ilk defa barışın bir tarafı olarak kendini dünyaya duyurdu ve Kürt statüsünün tanınmasının dinamo gücü oldu.
Bunun geri dönüşü yok.
Zaten başından beri kürtlerin iddiası buydu. onurluca var olma savaşı veren kürtler,diğer halklar gibi kendi kimlikleri ile tarih sahnesinde yerlerini almayı arzuluyorlar.istemleri en doğal haklarıdır. Barış mesajı bunun habercisidir. Kürtler artık dünya gündeminde barışın bir tarafı olarak konuşulur oldular, kürtler artık varlar. Doğum sancıları devam edecektir elbet. 
Kürtler; kendi dostlarının kaygılarını anlayacak olgunluğu gösterirler, yanlışları eleştirildiğinde saygınca yaklaşırlar.
“Ancak bu tür tartışmalar girmeden önce dikkate almamız gereken önemli bir husus var; Kürt siyasi hareketi, bugüne gelene kadar çok büyük bedeller ödedi ve unutmayalım ki bu bedelleri yalnız başına ödedi. Bugün ulaştığı noktada ‘tarihsel bir fırsat’ olarak gördüğü kazanımları elinin tersi ile itmesini beklemek, talep etmek yakışıksız ve hakkaniyetsiz olur. Bu açıdan, hiç birimizin bu mücadelenin taşıyıcılarına ‘demokrasiye barışı feda ettiniz’ sitemi etme hakkımız yoktur. Umarız barış demokrasisiz olmaz, ama öyle olması mümkündür ve o yöndeki işaretler güçlenmiştir. ”(Nuray MERT)
Kürtlerinde kendi dostlarında beklentileri vardır. 
Doğrularımızı destekleyiniz ki barış elimiz güçlensin. Barış sürecinde bize omuz verin. Kürtler ne istediklerinin farkındalar, bilincindedirler.Barış kardeşliğin temeli, adaletin teminatıdır.
Halkların beraber yaşamanın temel taşıdır. başarırsak hep birlikte başaracağız.Burun kıvırmalar bizi derinden üzer. Barış;insani duygunun en üst zirvesidir. Başlatılmış olan barış sürecini selamlıyorum.



Yazar: KEREM ATBAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.